Solunum rehabilitasyonu ile yaşam kalitesini yükseltmek mümkün
Eskişehir Fizyomer Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Berrin Akpınar, Solunum rehabilitasyonu hakkında bilgilendirdi.
Solunum rehabilitasyonu programı ile kronik (süreğen) akciğer hastalarına uygulanan standart ilaç tedavisinin etkinliğini artırmanın yanında, fonksiyonel düzeyi ve günlük yaşam aktivitelerindeki bağımsızlığı geliştirmenin amaçlandığını ifade eden Akpınar, “Solunum rehabilitasyonu, başta kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olmak üzere astım, bronşektazi, interstisyel akciğer hastalıkları ve göğüs deformitelerinden kaynaklanan solunum problemlerinde de uygulanmaktadır.” şeklinde konuştu.
SOLUNUM REHABİLİTASYONUNUN AMACI
Solunum rehabilitasyonunun amacının, hastalığa bağlı gelişen nefes darlığı ve fonksiyonel yetersizliği ortadan kaldırmak, egzersiz kapasitesini artırmak, hastalığın oluşturduğu kötü etkileri ortadan kaldırmak amacıyla psikososyal destek sağlamak, günlük aktiviteleri yeniden kazandırmak olduğunu aktaran Dr. Akpınar, “Rehabilitasyon programlarının sonunda astım ve KOAH’lı hastalarda semptomlar azalır, egzersiz toleransı artar, yürüme ve benzeri fiziksel etkinliklerde artış olur, günlük yaşam etkinliklerini başarma yeteneği artar, anksiyete ve depresyon azalır, kendine güven duygusu artar ve yaşam kalitesi ile ilgili nesnel ölçütlerde artma meydana gelir.” dedi.
ASTIM VE KOAH’LI HASTALAR İÇİN…
Astım gibi kronik akciğer hastalarında nefes darlığı ve günlük yaşamdaki hareketsizliğin; kemik ve kas yoğunluğunun, kalp ve akciğer fonksiyonlarının, hareket yeteneğinin giderek azalmasına neden olduğuna dikkat çeken Dr. Berrin Akpınar, bu nedenlerle egzersiz yapılmasının çok önemli olduğunu belirtti. Hastalar için uygun egzersiz programını hastanın doktoru ve fizyoterapistinin birlikte belirleyeceğini dile getiren Dr. Akpınar şunları söyledi: “Egzersiz stratejileri: dayanıklılık için büyük kas gruplarına yönelik ‘aerobik’ ve daha küçük kas gruplarını güçlendirmeye yönelik ‘kuvvetlendirme’ egzersizlerinden oluşmaktadır. Yürüme ve bisiklete binme temel aerobik egzersizlerdir. Dayanıklılık egzersizleri (bisiklet, yürüme bandı ya da normal zeminde yapılan yürüyüş) kalp-dolaşım ve solunum sistemini etkileyerek daha az nefes darlığı ve bacak yorgunluğu ile daha fazla egzersiz yapılmasını, daha uzun mesafelerde yürünmesini sağlar.” Balgam çıkarmanın, astım ve benzeri kronik akciğer hastalıklarının özelliklerinden biri olduğunu sözlerine ekleyen Dr. Akpınar, “Bu, günlük olarak ya da bir enfeksiyon sonrasında artabilir. Bu balgamdan kurtulma yani akciğerleri temizleme yöntemleri, tekrarlayan enfeksiyonlardan korur, günlük aktiviteler ve egzersizler sırasında daha rahat hissedilmesi ve daha rahat nefes alınmasını sağlar, öksürme ihtiyacını azaltır.” diye konuştu.
TEDAVİDEN SONRA DA UYGULAMALARA DEVAM
Solunum rehabilitasyon programlarında ayrıca nefesi iyi kullanma ve gevşeme tekniklerinin de hastaya öğretildiğini aktaran Dr. Berrin Akpınar, şöyle konuştu: “Solunum egzersizleri ile de solunumun koordinasyonunu ve normal solunum paterninin kazanılması sağlanır. Kontrollü solunum teknikleri, astım ve KOAH’lı hastaların genelde yaptığı yüzeyel ve hızlı solunum yerine, akciğerlerde daha etkin bir havalanma sağlayan derin ve düşük frekanslı bir solunum yapılması amaçlanır. Astım ve KOAH’ta diyafram hareketleri kısıtlıdır. Hastaya, nefes alma sırasında karın duvarının yukarı kalkması öğretilir. Yatar pozisyonda iken hasta bir taraftan büzük dudak solunumu yapar, diğer taraftan bir elini göğsüne, diğer elini karnına koyar ve derin nefes alırken karnının ileriye doğru genişlemesini izler.”
Program süresince öğrenilen ve uygulanılan yaklaşımların program tamamladıktan sonra da günlük yaşamda uygulanması gerektiğine dikkat çeken Dr. Akpınar, “Eğer hasta egzersiz yapmayı bırakırsa, kazanımları da kaybeder. Bu sebeple solunum rehabilitasyonu programının bitiminde hastaya verilecek idame tedavi önerilerine göre tedaviyi sürdürmeye özen göstermek, uzun dönem iyilik hali ve yüksek yaşam kalitesini sürdürmek için anahtar rol oynar.”